- yansımak
- yansımakvi reflektieren, widerspiegelncamda yansıyan kendi görüntüsünü seyretmek sein Spiegelbild auf der Scheibe betrachten
Sözlük Türkçe-Almanca kompakt. 2015.
Sözlük Türkçe-Almanca kompakt. 2015.
yansımak — nsz 1) Işık dalgaları yansıtıcı bir yüzeye çarparak yön değiştirmek, aksetmek Düz ve parlak yüzeylere çarpan ışık yansır. 2) Yer almak Gazeteye yansıyan haber ağızdan ağıza geçerken açıklığını hemen hemen tamamen kaybetmiştir. Halikarnas… … Çağatay Osmanlı Sözlük
aksetmek — den, der, Ar. ˁaks + T. etmek 1) Ses bir yere çarpıp geri dönmek, yankılanmak, yankı vermek Aksetti uyanmış tepelerden sırasıyla / Dağ dağ o güzel ses bütün etrafı gezindi. Y. K. Beyatlı 2) e, den Bir ışık veya bir şekil düz ve parlak bir yüzeye… … Çağatay Osmanlı Sözlük
vurmak — e, ur 1) Elini veya elinde tuttuğu bir şeyi bir yere hızla çarpmak Masaya vurmak. Birinin başına vurmak. 2) i Ses çıkarmak için bir şeyi başka bir şey üzerine hızlıca çarpmak Kapılarını vurmadan, kartını göstermeden, kademeye aldırmadan odalara… … Çağatay Osmanlı Sözlük
yansıma — is. 1) Yansımak işi Balkon penceresinden dolan ışık, ak saçlarından süt mavisi yansımalar yapıyor. A. İlhan 2) Işık dalgaları yansıtıcı bir yüzeye çarparak yön değiştirme, inikâs Durgun denizler yıldızların yansımasıyla yıldızlandı. Halikarnas… … Çağatay Osmanlı Sözlük
inikâs etmek — 1) yansımak 2) yankılanmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
şavkı vurmak — bir şeyin ışığı yansımak … Çağatay Osmanlı Sözlük
akser — (A.) [ ﺮﺼﻗا ] en kısa. ♦ aksetmek yansımak, vurmak … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
makes bulmak — (A. T.) yansımak, yansıyacak yer bulmak … Osmanli Türkçesİ sözlüğü